Türkiye'nin savunma sanayisinde yerlileşme hedefleri doğrultusunda önemli bir adım daha atılarak, TAAC Havacılık Teknolojileri ile Netaş arasında stratejik iş birliği anlaşması imzalandı. Bu anlaşma, savunma ve havacılık alanında yüksek teknolojiye dayalı kritik sistemlerin yerli imkanlarla geliştirilmesini hedefliyor.
Yerlileşme ve Teknolojik Bağımsızlıkta Yeni Bir Adım
İş birliği kapsamında, Türkiye’nin savunma sanayisinde yurt dışı bağımlılığını azaltacak, yerli üretim oranını ise artıracak çözümler geliştirilmesi hedefleniyor. Özellikle KAAN ve HÜRJET gibi kritik milli platformlarda görev alacak iniş takımları, uçuş kontrol eyleyicileri ve gelişmiş test sistemleri, bu stratejik iş birliğinin odak noktalarından biri olacak.
“TAAC’ı Daha da Güçlendirecek Bir Ortaklık”
Altınay Savunma Teknolojileri Yönetim Kurulu Üyesi ve TAAC Genel Müdürü Enis Ata, SAHA EXPO’da gerçekleştirilen imzaya ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:
“DASAL’dan sonra TAAC’ta da stratejik bir hamle yapmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Henüz genç bir firma olmamıza rağmen, geliştirdiğimiz ürün gamı ile hem Türkiye’deki hem de küresel pazardaki talepleri karşılayabilecek bir konuma geldik. Netaş ile kurduğumuz bu güç birliği, savunma sanayimizin kritik ihtiyaçlarının yerli çözümlerle karşılanması açısından önemli bir dönüm noktası olacak.”
KAAN ve HÜRJET’te TAAC Katkısı
Ata, Türkiye’nin Milli Muharip Uçağı KAAN’ın iniş takımlarının TAAC tarafından geliştirildiğini ve bu sürecin oldukça iddialı bir takvimle başarıyla yürütüldüğünü belirtti. Ayrıca, HÜRJET için geliştirilen Demir Kuş Test Sistemi ile ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Demir Kuş, hava araçlarının tüm alt sistemlerinin yerde ve uçuş simülasyonlarına yakın koşullarda test edilmesine olanak sağlıyor. HÜRJET’in ilk uçuş öncesi testleri, TAAC mühendislerinin geliştirdiği bu sistem üzerinde başarıyla tamamlandı.”
Netaş: “Teknolojik Bağımsızlığa Katkı Sağlayacak”
İş birliğiyle ilgili değerlendirmede bulunan Netaş CEO’su Sinan Dumlu ise şunları kaydetti:
“Savunma sanayisinde geliştirilen bu tür iş birlikleri, yalnızca teknolojik gelişimi desteklemekle kalmıyor; aynı zamanda Türkiye’nin teknolojik bağımsızlık vizyonuna da katkı sunuyor. Bu ortaklığın, ülkemizin uluslararası rekabet gücünü artıracağına inanıyoruz.”